 
          Gerçek durum bedeli karşılığı turistik konaklama faaliyeti iken bu
        
        
          faaliyeti şeklen başka bir hukuk biçiminde göstererek hukuka aykırılık
        
        
          halini ortadan kaldırmak hukuken kabul edilemez.
        
        
          Kaldı ki mevcut durumun şeklen dahi kanuna uygun olmadığı yukarıda
        
        
          ele alınmıştır. Konuya sadece Borçlar Hukuku ve Borçlar Kanunu
        
        
          hükümleri açısından bakıp olayı bedelsiz olarak (bedeli gizlemek
        
        
          suretiyle) yazlık konutun başkasına kullandırılması yani
        
        
          “kullanım
        
        
          ödüncü”
        
        
          olarak göstersek dahi ortada aynı şekilde
        
        
          “kanuna karşı hile”
        
        
          durumu söz konusu olacaktır.
        
        
          “… bir şeyin kullanımını karşılıksız olarak bırakmak…”
        
        
          kullanım ödüncü olarak tanımlanmaktadır.
        
        
          Örneğin kanundaki düzenlemelere bu gözle bakarsak TBK 386.
        
        
          maddede
        
        
          “kişilere faiz ile ödünç para verme”
        
        
          olarak tanımlanan
        
        
          “tüketim ödüncü”
        
        
          yani tefecilik işi de Borçlar Kanunu’nda düzenlendiği
        
        
          için hukuka uygun bir iş olarak algılanabilir. Halbuki Borçlar Kanunu
        
        
          taraflar arasındaki hukuki durumu, hukuki ilişkinin yapısını düzenler.
        
        
          Bu ilişkilerin nasıl ve hangi koşularda gerçekleşeceği ile ilgilenmez.
        
        
          Bu hukuki temeldeki ilişkilerin düzenlenmesi idare hukukunun alanına
        
        
          girer. Tefecilik işinde olduğu gibi Kullanım Ödüncü şeklinde gösterilen
        
        
          bedel karşılığı kullanım hali de hukuka aykırıdır. Ki bu durumdan idarenin
        
        
          de rahatsız olduğunu görüyoruz.
        
        
          Yakın bir tarihte medyaya da yansıyan haberlerde
        
        
          1
        
        
          Kültür ve Turizm
        
        
          Bakanlığı tarafından bu konunun ele alındığı ve 1618 s. Seyahat
        
        
          Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nda yapılacak değişiklikle
        
        
          “yerli ve yabancılara ait konutların turizm amaçlı pazarlama ve kiralama
        
        
          faaliyetlerini yürütme yetkisi, seyahat acenteleri ve tur operatörlerine
        
        
          verilerek”
        
        
          sorunun çözülmesini planladıkları yer almaktadır.
        
        
          T U R İ Z M D E H A K S I Z R E K A B E T : K O N U T G Ö R Ü N Ü M L Ü S A H T E K O N A K L A M A İ Ş L E T M E L E R İ
        
        
          83
        
        
          Ü N S E V E R
        
        
          X X I X
        
        
          1
        
        
        
          TBK m. 379
        
        
          uyarınca