 
          Yine taslağın gerekçesinde
        
        
          "Münhasır hizmetler başlığı altında getirilen önemli bir
        
        
          düzenleme de yerli ve yabancılara ait konutların turizm
        
        
          amaçlı pazarlama ve kiralama faaliyetlerinin yalnızca seyahat
        
        
          acenteleri tarafından yürütülmesidir.
        
        
          Turizmde yaşanan hızlı gelişme sonrasında yerli ve
        
        
          yabancıların mülk edinmesine yönelik yasal düzenleme
        
        
          sonrasında ise yabancılar tarafından turizm bölgelerinde
        
        
          edinilen konutların, sahipleri tarafından herhangi bir
        
        
          denetime tabi olmadan geleneksel yollarla ya da internet
        
        
          aracılığı ile yurtiçi veya yurtdışı kullanıcılara kiralandığı
        
        
          saptanmıştır.”
        
        
          ifadelerine yer verilmektedir.
        
        
          Bakanlığın bu değerlendirmelerinde yer alan saptamalara
        
        
          baktığımızda konunun hukuken doğru şekilde ele alınmadığı
        
        
          anlaşılmaktadır. Bakanlık konuyu
        
        
          “turizm amaçlı faaliyetlerin
        
        
          pazarlaması”
        
        
          olarak görmektedir. Evet, genellikle emlâkçıların, özellikle
        
        
          de Araplara yönelik olarak konutları kısa süreli kiralama faaliyeti
        
        
          yaptıkları ve hatta bu kişilere transfer hizmeti de verdikleri deniz
        
        
          otobüsü, feribot iskelelerinde herkesin gözü önündeki bir durumdur.
        
        
          Bu durumun
        
        
          “sahte seyahat acentalığı”
        
        
          olduğu, 1618 s. Kanuna
        
        
          muhalefet suçunu oluşturduğu da tartışmasızdır. Mevcut 1618 s. Kanun
        
        
          hükümleri doğrultusunda da bu faaliyetlerle ilgili işlem yapmak
        
        
          mümkündür.
        
        
          “Bakanlıktan belge almaksızın bu Kanun uyarınca seyahat
        
        
          acentalarının yapabileceği faaliyetlerde bulunanlar
        
        
          hakkında, 29 uncu maddede belirtilen idarî soruşturmadan
        
        
          ayrı olarak, üç aydan altı aya kadar hapis ve bin güne kadar
        
        
          adlî para cezasına hükmolunur….”
        
        
          şeklindedir.
        
        
          84
        
        
          T U R İ Z M D E H A K S I Z R E K A B E T : K O N U T G Ö R Ü N Ü M L Ü S A H T E K O N A K L A M A İ Ş L E T M E L E R İ
        
        
          Ü N S E V E R
        
        
          X X I X
        
        
          Örneğin Kanunun
        
        
          30. maddesinin ilk
        
        
          cümlesi hükmü