 
          129
        
        
          
            Ü N S E V E R
          
        
        
          
            X X X
          
        
        
          
            II
          
        
        
          
            H
          
        
        
          er birey doğduğu andan itibaren medeni haklar
        
        
          edinebilir. Bunu kısıtlamak köleci toplum düzeninden
        
        
          bu yana söz konusu değildir. Medeni haklar dediğimiz;
        
        
          kişilik hakları, mal varlığı hakları gibi haklardır. Mal edinme,
        
        
          malından yararlanma gibi haklar bu haklardandır. Bu tanıma
        
        
          göre bir bebek doğduğu andan itibaren bir evin sahibi hatta
        
        
          bir şirketin ortağı olabilir. Kulağa bir bebeğin şirket ortağı ya
        
        
          da malvarlığı sahibi olması tuhaf gelebilir. Bu durumun tuhaf
        
        
          gelmesinin nedeni medeni haklardan yararlanma ehliyeti ya
        
        
          da kısaca hak ehliyeti olarak nitelenen “hak sahibi olmak” hali
        
        
          ile medeni haklar üzerinde tasarruf yapmak yetkisi anlamında
        
        
          kullanılan “medeni hakları kullanma ehliyetinin” karıştırılmasıdır.
        
        
          Gerçekten, sağ olarak doğmuş olmak hak sahibi olmak yani hak
        
        
          ehliyeti için yeterlidir. Ancak hak sahibi olmak, sahip olunan
        
        
          hakkı kullanmak için yeterli değildir. Hakkı kullanabilmek için
        
        
          kısaca “fiil ehliyeti-hukuki işlem ehliyeti” de denilen niteliklere
        
        
          sahip olmak gerekir. Ayrıntı ve ayrıcalıklı hallere sapmadan
        
        
          genel olarak kişi-birey ergin ve sezgin ise medeni hakları
        
        
          kullanma ehliyetine sahiptir. Yani malını alır, satar, kiraya verir,
        
        
          borçlanacağı işlem yapar vb.
        
        
          Medeni Kanunumuzun güzel Türkçe ile tanımladığı “ergin olmak”,
        
        
          eski tanımında reşit olmak, halk arasında rüştünü ispat etmiş
        
        
          olmak olarak ifade edilirdi. Yine aynı şekilde eskiden temyiz
        
        
          kudretini haiz ya da mümeyyiz olarak tanımlanan nitelik güzel
        
        
          Türkçe ile “sezgin olmak” olarak tanımlanmaktadır. Güzel Türkçe
        
        
          ile anlaşılması kolaylaşacak bir başka durum ise eski dilde
        
        
          hacir altına almak denilen hali “kısıtlamak” olarak tanımlanan
        
        
          durumdur. Eskiden “mahcur” dediklerimize şimdi “kısıtlı” diyoruz.
        
        
          
            M E D E N İ H A K L A R I N K I S I T L A N M A S I : V A S İ L İ K V E K A Y Y I M L I K