68
Ü N S E V E R
X X X
II
Bir hakkın varlığı kadar, o hakkın sahibi olanların
hakkın varlığını bilmeleri, hakkı tanımaları da çok
önem taşır. Aksi takdirde normlarda yer alan hak,
hayatın içinde kendisine yer bulamaz.
Ülkemizde de bu önemli “insan hakkı” Anayasa ve tarafı
olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ile
korunma altına alınmıştır. Ancak, bu temel hakkın normatif olarak
varlığı ile fiili olarak kullanımı konusunda Türkiye’nin çok başarılı
ve gelişmiş kabul edilmesi pek mümkün değildir.
Gerek Anayasa gerekse AİHS uyarınca insanlar, temel hak
ve özgürlüklerinin ihlal edildiği durumlarda yasal yollara
başvurabilecekleri gibi, aynı zamanda biraraya gelerek bu durumu
toplantı ve yürüyüş yapmak suretiyle kamuoyuna duyurabilme ve
protesto etme yoluna da gidebilirler. Ancak, ülkemizde bu hakkın
kullanımından çok engellenmesi ile karşılaşıyoruz.
Bir toplantı veya gösteri yürüyüşü oluşumunun kolluk tarafından
engellenmesi doğal ve olağan kabul edilmektedir. Hem hak
sahibi olarak toplum (insanlar) hem de bu hakkın uygulanmasını
sağlamakla görevli olan idare (devlet) ve güvenlik kuvvetleri sanki
bu hakkın varlığından haberdar değillermiş gibi bir durum söz
konusu olmaktadır.
T O P L A N T I V E G Ö S T E R İ Y Ü R Ü Y Ü Ş Ü D Ü Z E N L E M E H A K K I N I N K I S I T L A N M A S I V E K U L L A N I L M A S I